14 Eylül 2008 Pazar

yeni çağ hediyeleri






yeni dünya düzeni öylesine ilginç ki, hergün yeni bir hastalık, yeni salgınlar peyda oluyor. neyin nerden geldiği, yaşadıklarımıza neyin sebep olduğunuysa çoğu kez hiç bilmiyoruz. Şimdi düşünün, çevrenizdeki insanların en çok nelerden şikayet ettiklerini, insanların artık birbirinden neler beklediğini ve nasıl kaçtığını gözlemleyin. şimdi sevdiğimiz insanlarla daha az bir araya geliyoruz belki. insanlar iletişime çok da fazla önem vermiyor. verenler de ya bilgisayarlarının ya da telefonlarının başında saatlerce iletişim kurduğunu sanıyor. haberleşmeyi iletişimle takas yapmış bir topluluk olduk.


vodafone un yaptığı reklama belki de bu yüzden bu kadar çok gülüyorum. hani şu bayramlarda özel günlerde insanlara yolladığımız (hiç sevmediğim ve de hiç yollamadığım) kalıp mesajları sözlü olarak dile getiren insanların komik yansımalarını oluşturan reklam serisi. geldiğimiz ya da geleceğimiz durum. şu an ne kadar komik görünse de.. konuşamamak, iletişim kuramamak, insanları dinlememek ve insanların hatta çoğu zaman ailenizin, arkadaşlarınızın dostlarınızın sizi dinlememesi... bunların her biri bir süre sonra "demek ki yalnızım, herşey herkes sahte, o halde ben de yalnız başıma başarırım, ayakta kalırım" cümlelerini kurduruyor insana. Herşey biraz da böyle başlıyor. Tek başına ayakta kalmaya çalışmak insanı güçlendirdiği kadar bireyselleştiriyor ve evet yalnızlaşıyoruz. İnsan tabiatı çok ilginç. yaratılış itibariyle yalnızız ama yaratılış gereği yalnızlık bünyemize uymuyor. ve ta taam adını bile zor telaffuz ettiğimiz bu yeni çağ hastalıklarıyla tanışıyoruz.





Aleksitimiyi incelediğimizde 'aaa bir de böyle bir hastalık varmış vah vah tüh tüh" deyip geçebilirdik. ama bu, tedavisi "yatmadan önce bir kaşık" diye reçetelere yazılabilecek bir rahatsızlık değil. kesin ve net bir tedavisine ulaşamadık. sonra düşündük ki, eğer hastalık insanı iletişimden uzaklaştırıyorsa neden bununla iyi vakit geçirmeye çalışmayalım ki. Bu blog siteyle belki de hissiz, duygusal olarak sağırlaşmış yahut kendisini o yolda hisseden herkesle pek çok şey paylaşabiliriz. Blogun sahibi iki arkadaş olarak henüz 24 yaşındayız. Hergünümüz aleksitiminin yaşattığı ilginç şeylerle geçerken, bunları hem sizlerle paylaşmak istiyoruz, hem de sizler de birşeyler yazın çizin istiyoruz. bu bir günlük.
Herkese Merhaba:)

Hiç yorum yok: